Gelenek Ve Görenekler




YAŞAMA BİÇİMİ

GELENEK VE GÖRENEKLER

Doğum: Safranbolu’da genellikle herkesin bir kız bir erkek evladı olur. Bebeğin çeyizini kız anası hazırlar. Hısım akraba arasında bebek mevlidi okunur.Bunun adı ninnidir. Bebek mavi bir kundağa sarılır. Mevlit okuyan hoca ayakta iken bebek kucağına verilir. Ninni şeklinde ilahi söylenir, mevlit bitince ikramlar yapılır.

Sünnet : Çocuk, sünnet yaşına geldiğinde tek yaşında olmasına özen gösterilir. Özellikle yazın Sünnet hazırlıkları başlar, giysiler alınır, yemekler hazırlanır. Çocuğa sünnet kıyafetleri giydirilip ata bindirilir, büyüklerin elleri öptürülür, hediyeler verilir, altın takılır. Sünnet akşamı eğlence düzenlenir. Sünnetten sonra hısım akrabalar arasında mevlit okutulur. Mevlit sırasında çocuk özenle hazırlanmış yatağında yatar. Mevlit bitince misafirlere bükme, kiren şerbeti, baklava ikram edilir.

Düğünler: Kız görme,  kız isteme, nişan merasiminden sonra düğün günü belirlenir. İki bayram arası olmaması, güzün sebze meyve bol iken yapılması kararlaştırılır. Düğünün bir hafta öncesinde yemek hazırlığına başlanır. Yuka ekmeği, baklava, su böreği, bütün et, bamya, dolma düğün yemeklerinin vazgeçilmez menüleridir. Düğün bir hafta sürer. Pazartesi kızın sandığı oğlan evine gider, oğlan evinden de kız evine kızın gelinliği, takıları, kınası, çerezi verilir.
     Salı günü gelin hamamı yapılır. Akşam da sağdıç geçesi yapılır sağdıç ise elti, görümce veya oğlan evinin yakını olur.
     Çarşamba gün kız evi oğlan evine ev döşemeye gider Akşam kına gecesi yapılır. Gelinin giysisi kız evi tarafından hazırlanır. Çerez, mum ve kına oğlan evi tarafından getirilir. Kına gecesinin sonunda gelin oynar, oynadıktan sonra başına beyaz oyalı yazma örtülür tepsiye mumlar konur. Gelinin etrafında orta yaşlı ve genç bindallı giyen genç hanımlar
“Kabem” ilahisi söylerken, tepsiyi tutarak dönerler. İlahi bitince gelin oturtulur . Genç bir kız ile yeni bir gelin kınayı gelinin ellerine yakarlar. Gelini ağlatmak için “Yük Dibi” isimli bir ninni söylenir. Ayrıca kayınvalideden bahşiş almak için “ Helosa “ adında bir mani söylenir.

     Perşembe günü sabahtan gelin kız gelinliğini giyip süslenir. Oğlan evi gelin almaya gelince kabin şeklindeki cibinlik içinde gelin odadan çıkartılır. Oğlan evinden gelen İpek çarşaflı bayanlar sıraya girerek gelini oğlan evine götürürler. Gelin evin kapısına gelince girişte koltuğunun altına Kuran’ı Kerim ile eline ibrik verilir, bereket olsun diye su dökerek merdivenlerden çıkar. Gelin odasında damat ve sağdıç bekler. Akşam güveyi namazı kılındıktan sonra hoca ile birlikte oğlan evine gelinir. Hocanın duasından sonra damat sırtı yumruklanarak odasına gider. Odada beklemekte olan gelin konuşmaz Damat yüz görümlüğü alınca konuşur. Gelinle damat kız evinden gelen baklava tepsisinden beraber baklava yerler.
     Cuma günü  “Semet” yapılır. Gelinin avucuna buğday, şeker, para konur. Akrabalarıyla oynar, oynarken avucundakileri bolluk bereket için saçar. Oynadıktan sonra duvak kapatılır ve Gelinin duvağı oklava ile açıp kapatılarak manilerle geline öğütte bulunulur.
     Semetten  üç gün sonra  (üç günlük, varma gelme) gelinle damat ve akrabaları önce kız evine bir hafta sonra oğlan evine gider ve düğün sona erer.

AİLE YAPISI VE GÜNLÜK HAYAT

Zamanımıza kadar uzanan geleneksel büyük aile düzeni Safranbolu evlerinin tasarımını etkilemiştir. Bu düzende evin en yaşlı erkeği ailenin başkanıdır. Yetişmiş çoluk çocuğa karışmış bile olsa oğullar babanın mutlak egemenliği altındadır. Bu töre toplumsal ve ekonomik yönden ailenin beraber yaşamasını sağlar. Bu kalabalık aileler tıpkı bir işletme gibidir. Ailenin geçimini ve refahını sağlamak için gücü ve toplumsal değeri olan erkek çocukların aile içinde kalması gerekmektedir. Kızlar evlendirilip başka eve yollanır ama gelenekleri ve zenginliği korumak için kız alıp vermeler hep Safranbolu içinde olur. Baba, anne, oğullar, gelinler, torunlar, amca, teyze ve halalar kalabalık aile yapısını oluşturur. Evlat alınmış bir kız çocuğu da bu aileyi tamamlar. Aslında bu kalabalık aile sanki kendi içinde de küçük birimlere ayrılmış gibidir. Dışa karşı kadınlar ve erkekler iki ayrı topluluktur. Bunlar evin haremliği ve selamlığı olarak simgelenir. İçeride ise karı ve koca bir birim oluşturur. Her birime bir oda verilerek özgürlük sağlanmıştır. Odalar birimlerin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Safranbolu´da çoğunlukla karı koca iki çocuktan fazla çocuk yapmak istemez. Üç çocuk ve daha fazlası ender görülür. Zengin ailelerin bir Çarşı evi (yazlık) bir Bağlar evi (kışlık) evi vardır.

Sabahları evin reisi ile birlikte evin kadını erkenden kalkarlar,bir yandan sabah yemeğini hazırlarlar, diğer yandan hayvanların bakımını yaparlardı.Yetişkin erkekler sabah namazı için camiye giderler, döndüklerinde topluca sabah yemeği yenirdi. Sabah yemeği tarhana çorbası, sulu yayım, pekmez ve cevizden oluşurdu. Sabah yemeğinden sonra üretim ve ticaretle uğraşanlar işyerlerine gider diğer erkekler tarla ve bahçe işleriyle uğraşırlardı. Bu arada evin tüm işleri büyük hanım yönetiminde evdeki hanımlar ve evlatlık tarafından yapılırdı. Evin büyüklüğü ve ailenin kalabalık oluşu nedeniyle ev işleri oldukça fazlaydı. Öğle yemeğinde evde büyük çapta sofra kurulmazdı. Kadınlar ev işlerini bitirdikten sonra akşam yemeği için hazırlıklara başlarlardı. Akşam yemeği genellikle erken yenilir, yemekten sonra erkekler kahveye giderlerdi. Yaz başlarında havaların ısınmasıyla bağ evlerine göçülürdü. Yaz boyunca kışlık meyve, hayvansal gıdalar ve yiyecekler stoklanır, güzün kışlığa taşınırdı.

YÖREYE ÖZGÜ SÖZCÜK VE DEYİMLER

Maniler , Tekerlemeler
Eskiden düğünlerin  semet (duvak)  bölümünde elinde oklava bulunan bir kadının gelinin duvağına oklavayı dolayarak ve duvağı açıp örterek ve dua eder gibi tekerlemelerle geline öğüt verir.
Ezme ezme kapı kapı gezme/işini gücünü bırakıp kapı kapı gezme/ kaynananın gücünü üzme / kapı açık yatma / ekmek küpünü açık bırakma / Kutlu olsun kutlu olsun / Ahirin akibetin hayır gelsin / bir oğlun bir kızın olsun.

Eskiden genç kızlar tarafından söylenen bir tekerleme
Dumansuz baca/ Gayınnasuz goca / Asri pencere/ Düdüklü tencere.

Kalıplaşmış Sözler
Safranbolu’da 1000’i aşkın sözcük ve deyim vardır. Bunlardan birkaçı;
“Arey/ ari/ayruksağu//beş guruşa beş bağ atmak/ deyon goyon / enem gonam / gara gurtla yiyesi / gıranguyulası /gıygaşuk /gıldır gucük/ maniye /nolunolmaz / ameden”  

Atasözleri
Aç garın gatık istemez, uykulu baş yasduk istemez.
Eşek çamura batınca sahibinden guvvetlisi olmaz.
Geçinin çıktığu gayaya oğlağıda çıka
Aç goyma hırsız, çok söyleme arsuz edesin.






Kaynak: http://www.safranbolu.gov.tr
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol